25 Temmuz 2009 Cumartesi

Kar Tanimayan Cografya

Malum Ekvator'dayiz, kimse hayatinda kar gormemis simdiye dek, bunda sasilacak bir sey yok. Asil ilginc olan, cogu ogrencinin ''kar'' diye bir seyin varligindan haberi olmamasi. Bilmeyen kisiye de anlatmak ne zormus, hani beyaz, yagmur gibi gokten yagiyor ve eger cok yagarsa kar tutuyor yerler diyorum, garip garip bakiyorlar bana! Asil hikaye soyle basladi: drama dersinde cocuklara elle cizilmis bir kardan adam resmi gosterdim, tahminim sinifin en azindan yarisinin kardan adami tanimasiydi. Ilk yanit geliyor: bu bir baykus! Kartal diyor birisi, bir digeri papagan diye bagiriyor. Uganda'da gorulebilecek tum kus turleri sayildi, ben gulmekten yerlere yatiyorum...Hani uzun ya diyorlar gagasi (kardan adamin havuc burnu), mutlaka bir kus cinsi bu! O sirada M. Baker geldi, o da bir kopek turu oldugunu idia etti, sonra baska bir ogretmen sincap olabilecegini one surdu, bir baskasiysa yamyama benzetti. Hayir diyorum kardan adam bu, kar yaginca cocuklar eglence amacli kar toplayip yaparlar, burnuna da havuc takarlar. Kar bilmeyen adama kardan adami nasil anlatayim?! Yarim saat kadar ugrastiktan sonra ekvator insanina kardan adami tanitmis oldum ya, gururluyum:) Hatta cocuklarla kar topu bile oynadik drama dersinde, keske biz de kar gorebilsek bir kere olsun diyorlar simdi.
Bizim kullana gore alismis oldugumuz seyleri buradakiler hic duymamis olabiliyorlar kimi zaman, iste o zamanlarda her seyi en bastan anlatmak gerekiyor drama derslerinde. Haydi bir yere seyahat edelim dedigimde dokuz on yasindaki cocuklar hangi yolla seyahat edilir sorusuna cok kit cevaplar veriyorlar, tren, gemi hic duymadiklari kavramlar. Gol biliyorlar mesela ama deniz lafini hic duymamislar. Dolayisiyla denizin altina dalalim ve gorduklerimizi soyleyelim dedigimde urettikleri kendi cevrelerinde gorduklerinden ileri gitmiyor.
Cocuklara elinde herhangi bir sey tutan bir kisiyi resimleyin dedigimde cizilenler: supurme, yer silme, sopayla birini dovme, tarim yapma (bir sey ekme/ dikme) ve kurekle topragi kazma. Silahla birbirine ates edenler, birbirini cezalandiranlar da buluyorum cogu zaman kagitlarinda.
Gecenlerde istediginiz birine mektup yazin dedigimde sinifin neredeyse tamami anne ya da babasina yazdi mektubu, 33 kisilik sinifin 32'si bir sey istedi onlardan. En cok ayakkabi, corap, okula katki payi, uniforma, kalem ve kitap istendi. Mektuplarin arkadasina yazdiklari kisinin resmini cizdiler, ilginc olan, vefat etmis ebeveynlerini cizerken asla boyamiyorlar icini, kursun kalemle silik bicimde ciziyorlar, hayalet gibi, diger zamanlarda boya kalemleri icin deli olmalarina ragmen.

resim 1> Kardam adami anlatirken
resim 2> Ekvatorda kar topu oynadik!
resim 3> Deniz hayatini kesfederken
resim3> Cocuklarla eglenirken
resim4> Silahla adami vuruyor


resim5>Cocuk babasindan kitap ve para alirken
resim6>Anne kizlarini yilandan koruyor
resim7>Tabi ki boda boda

3 yorum:

Anıl dedi ki...

Bu sefer okudum yazını. Anlatım dilin çok güzel. Karı bilmemeleri pek şaşırtıcı değil. Üniversite 1'de Mersinli oda arkdaşım -Ümit- Odtü'ye gelene kadar kar görmediğini söylüyordu hep. Orada da televizyon ve internet yoksa bilmezler tabii. Yazıyı okurken tam da "Karı bilmiyor olabilirler ama dünyada futboldan habersiz tek bir bölge bile kalmamıştır." diyordum ki golü de biliyorlarmış söylediğine göre. :)

Seda Meşeli dedi ki...

futbolu herkes biliyor galiba, Turkiye hakkinda ne biliyorsunuz diye sordugumda ''futbool!!'' diye cevap veriyorlar..

Sarı dedi ki...

Yazılarını yeni yeni okuyorum. Biraz önce benimde Ugandalı arkadaşım olduğundan bahsetmiştim.
ona tatil fotoğraflarımı gönderdim. havuz mu? dedi. benim arkadaşım üniversitede okuyor denizi biliyor ama yinede sanırım deniz onlar için çok uzak bir kelime.