14 Eylül 2009 Pazartesi

Son Soz


Tam iki bucuk ay suren Afrika seyahatimin nihayet sonuna geldim. Sekiz kiloyla geldigim Afrika’dan on kiloyla ayriliyorum bu aksam, Bruksel aktarmali İstanbul ucagima binip.

Fransizca dersleri vererek bir sene boyunca biriktirdigim parayi boyle bir amac ugruna harcamak yaptigim en akillica islerden biriydi. Merak edenler icin soyleyeyim, ucak bileti, vizeler, yeme icme her sey dahil seyahatim toplam iki milyar civarinda tuttu. Tum Afrika seyahatim boyunca toplam bir gece otelde kaldim, Kisiita'da gonullu hizmetime karsilik kalacagim yere para odemedim, diger zamanlardaysa hep arkadasin arkadasi seklinde ayarladim konaklama isini.

Seyahatim boyunca oncelikle hic tanimadigim, bilmedigim Afrika hakkinda epeyce bir fikir sahibi oldum. Turkiye'de, bu kitada olup bitenlerden bu kadar bihaber olusumuza her gecen gun daha da sastim. Oyle ya Afrika'ya gelecegimi soyledigim ilk bir kac kisi "Ne yapacaksin Afrika'da, orada yamyamlar var!" yorumunda bulunmuslardi. Benim de bir zamanlar "Var mi ki acaba?" diye tereddut ettigim bu yoruma simdi o kadar guluyorum ki!



Afrika'da kaldigim zaman boyunca yasadiklarimi blogum sayesinde aktarmaya calistim, yine de yazdiklarima baktigimda "Ya keske sunu da anlatsaydim, ah bir de su vardi!" diyerek hayiflaniyorum anlatmaya imkan bulamadigim hikayeler yuzunden.

Afrika'yi gezip gormenin, buralarda neler olup bittigi konusunda bilgi sahibi olmanin yaninda beni en cok buyuten deneyim Kisiita'da cocuklarla calismakti. Hani "Yok" denir ya bazen, ben gercek "yok"un anlamini burada ogrendim. "Hani o da mi yok, daha neler!" denir ya, vallahi de billahi de yok iste. Belki bir yerden duysaydim buradaki durumu, okusaydim bir gazete kosesinde, icim burkulurdu, uzulurdum. Bir an surerdi, unutur giderdim sonra. Ama Kisiita'da bir bucuk ay yasamak, soyleyebilirim ki benim icin tam bir hayat deneyimi oldu.


Kimi zaman zor geldi bazi seyler. Yatacak yerin temiz ya da konforlu olmamasi, suyu bes yuz metre otedeki kuyudan cekmek, her seferinde kaynatmak, su yoklugundan dogru durust dus bile alamamak, elektrik olmadigindan tum gunluk aktiviteleri gunese gore ayarlamak, bunlara bir sure sonra alisiyor insan. Bana en zor gelen bir bucuk ay boyunca hep ayni seyleri yemekti, ne yetisirse o yendiginden, benim kaldigim aylarsa kurak mevsime denk geldiginden yenilebilecekler cok kisitliydi. Sonlara dogru artik ac kalmamak icin yemenin ne demek oldugunu anladim. Yiyecekleri agzima atip bir hap misali suyla yutmayi denedim kimi zaman. Hep ayni seyi yemeyi reddedip en guzel yiyecekleri alip odamdaki parafin ocaginda pisirme sansim vardi tabi ki ama tum isteklerimden arinip sadece orada yasandigi gibi yasamak istedim her seyi, hayatlarina yuzde yuz tanik olmak icin gelmemis miydim buralara kadar?

Sitmadan yerlere yigilan, turlu hastaliklarla cebellesen cocuklari gordukca inanamadim gorduklerime, asil sasirdigimsa o kadar hayatin kendisiydi ki tum yasananlar "Normal bunlar, olur buralarda boyle seyler!" diyordu cevremdekiler.

Cocuklari o kadar sevdim ki "Beni unuturlar mi acaba?" diye uzulmeye basladim ayrilik vaktine yakin. Hep kafamda bir kacini Turkiye'ye goturmeyi hayal ettim saf saf, hakkim ve imkanim olmadigini bile bile. Bir seyler vermek istedim kendimden, o kadar coktular ki kime ne verebilirdim. Uzuldum, hem onlarin hem de kendi caresizligime.

Tum acikyurekliligimle soyleyebilirim ki ben burada ruhumu egittim.

Hani Afrika'da insan yiyorlardi? Niye hep korkuyoruz ki kesfetmekten? Niye izin veriyoruz beynimizin korkuyla doldurulmasina, gidip bizzat deneyimlemek yerine? Niye tanistigim onlarca gonullu icinde bir tane bile turk yok ve olmasi ihtimali aklimin ucundan bile gecmiyor?



Buraya gelmeden once cok uyarildigim bir nokta da saglik konusuydu. Tum Afrika seyahatim boyunca hic bir saglik problemi yasamadim. Yalnizca kaldigim koyde ayak parmagima parazit kurtlar girdi. Justin sagolsun girdikleri gibi cikartti onlari. Bunun disindaysa -koruyucu bir yontem uygulamamama ragmen- ne sitmaye yakalandim ne de baska bir hastaliga.

Beni her zaman yeni seyler denemeye tesvik eden, hep arkamda olan anne ve babama, mailleriyle beni yalniz birakmayan sevgili dostlarima ve kardesime, blogumu okuyup yorum yazan, mail gonderen herkese cok tesekkur ederim.

Hayatin bir sayfasini okudum bu yaz boyunca, icim sevinc dolu bu yuzden.

Son sozumu bitirirken herkesin sevgiyle kalmasini diliyorum.

Kenya'dan selamlar

Seda Meseli

28 yorum:

Adsız dedi ki...

... Ne yazacagimi bilemedim.. Harikasiniz.

Evren dedi ki...

sevgili seda,
çocukluğumdan beri bir rüyadır afrik, hiç gerçeğe dönüştürme şansını cesaretini bulamadığım... keyifle okudum aktardığım herşeyi ve satır aralarında kalan eksikleri tamamla vaktin olursa... oradan yazdıkların hep keyifli oldu, sonradan aklında kalanlar da keyifli olacak elbet...
sevgiyle; yeni kıtalar, yeni ülkeler, yeni duygular keşfetmen dileklerimle...

Adsız dedi ki...

Sisteki gorillerin bir takipçisi olarak blogunu keşfettim ve tamamını okudum. Artık bu saatlerde İstanbul'dasın sanırım, memlekete hoşgeldin!
Bu muhteşem deneyimini bizimle de paylaştığın için çok teşekkürler!
Daha nice güzel yolculuklara, maceralara umarım!
Melike Saatcioğlu

hbasak dedi ki...

Sevgili Seda, Bir kaç hafta önce keşfettim ben bu blogu. Hiç yorum yazmadım ama acaba Uganda'dan yeni haber var mı diye merak edip buraya gelip gitmeyi sürdürdüm. Bu olağanüstü deneyimini, inanılmaz güzel çocukların fotoğraflarını paylaştığın için teşekkürler. İyi yolculuklar.

Unknown dedi ki...

canım benim kendine kattıgın kadar bizede çok şey kattın...bizde yaşadık senle yazdıkların paylaştıkların sayesinde...merakla, düşünerek ,üzülerek ,şaşırak okudum blogunu ...teşekkürler...;)

pigmelerle.dans.eden dedi ki...

Yine bekleriz, Seda...
Kediler de, Catherine de, maaile cok sevdik seni.
Yine gel...

Son sozlerin cok guzel olmus bir de...
Hic bir seye bakisin eskisi gibi olmayacak, bunu biliyorum, sen de biliyorsun.

Kucak dolusu sevgiler,
Elbiseni Turkiye`ye gelme vakti getirecegim :)

Sevgiler,

Pigmelerle dansetmeye bi sure ara verip Etiyopyalilarla dans eden

burcu dedi ki...

Seda, Cok tebrik ederim. Bir cok insanin cesaret edemeyecegi adimlar atmissin, kolay degil. Ama kolay olmaya hersey gibi sana verdigi yeni bakis acilari da paha bicilmez gibi duruyor.

Bir de yasamda her sey ne kadar goreceli, di mi? Ben buralarda tum cocuklarin onune sunulan olanaklari gorunce, Turkiye'deki bir cok cocugun boyle olanaklara ne kadar uzak oldugunu dusunuyorum. Senin deneyimin de tam tersi...

Kübra dedi ki...

Çok çok çok güzel o kdr kutsal bir şey ki yaptıgın maneviyatı cok büyük ne mutlu sana ne mutlu senin ailene.. Psikoloji okuyorum demişin ama özel egitimde calısmak istemişin meltem ablanın blogunda okudum.. Bende özel egitim okuyorum senin yaptıklarını bende hayal kuruyorum maddi bir destek alabilsem bende gitmeyi isterim ama umutsuz değilim.. Ordaki cocuklar umutsuz değilken ben nasıl umudumu kesip oturabilirm ki buralarda aslında hep isteyipe cesaret edemediğim bir şey işte ama bugün kendime geldimm cok sagol :)))

Unknown dedi ki...

bir arkadaşımdan öğrendim sitenizi...dediği kadar varmış...tebrik ederim...

uganda'yı görmüş biri olarak, yaptıklarınız gerçekten başarı...

devam...

goksel

GULTEINEN ENKELINI dedi ki...

Tatli kizim!(tatli kizim diyorum affina siginarak, benim de 12 yasinda bir kurabiyem var ki; senin yasina geldiginde boyle yazilarini okuyacagima emin oldugum).. senin alnini birakip elini opmek istedim..
bu yasta..
bu bilinc..
bu duyarlilik..
bu yeterlilik...

senin gibi 100 tane genc olsa dunyada eminim duya asla eskisi gibi olmazdi.

sana bu bilinci veren yetiskinlere de ayrica tebriklerimi ilet lutfen.

tebrik ve sevgilerimle

pembedeniz dedi ki...

Merhaba,
Meltem'in sitesinden (pigmelerle dans) geldim blog sayfana. Bugün varlığından haberdar olmak ''Hayat güzeldir'' cümlesini söyletti bana. Bunca ben merkezciliğe karşı, ötekiler deyip yollara düşebilmek :). İşte bunu yapabilenler çoğalınca, dünya daha yaşanılır bir yer olacak. Ve Afrika'daki çocuklar da aynı cümleyi söyleyecek.; HAYAT GÜZELDİR.
Sevgiler.

Ingiltereden Alisveris dedi ki...

ne yazacagimi bende bilemdim.birgun benim bi kizim olursa senin gibi olmasini diledim.

kacakyayin dedi ki...

Seda bu dünyanın en güzel blogu
sen de dünyanın en mükemmel insanısın lan..
valla hayatta karsıma senden daha cok kıskanabilecegim kimse çıkmayacak bence çıkmasın da zaten o kadarını kaldıramam ehhe...
Bloguna her gün maillerimle birlikte actım baktım yeni yazı çıkınca büyük bi sevincle okudumm ve bitmesine de üzüldüm..
ama yenileri daha güzelleri gelecek eminim ben...
Büyük bi hevesle bekliyorum..
kendine coook iyi bak
ankarada, istanbulda ya da kopenhagda görüşmek üzere...

B5 dedi ki...

Turkiye`den artik boyle sesler cikmasi cok sevindirici.
(Nihayet). Yillar once dedemin oldugu ulkedesin su an.
Bu son soz olmasin, sen devamini getirirsin muhakkak.

Aileni de gercekten tebrik ediyorum. Kapali gozlerin oldugu cevrede baskalarini gorebilenler cok az.

Bakalim Istanbul`da yapabilecek misin. Ben sadece ziyaret icin Turkiye`ye gittigimde bile luksu gorunce aklim gidiyor. Sen, evet ruhunu epey egitmissin genc yasina ragmen. Uc, dort kisiyi daha ikna edebilsen bu bile yeter,

Sevgiler,

merlin dedi ki...

afrika adami derinden yaralar boyle. birine insanligini kaybettirir birine buldurur.

seaghost16 dedi ki...

afrikaya daha önce yapmış olduğum bir çok ziyarette oranın güzelliklerini keşfetmekte sanırım önyargılarımdan dolayı korkmuştum.fakat fildişi sahiline yapmış olduğum bir seyahatte bu önyargılardan kurtuldum.seda hanım bu seyahati bizimle paylaştığınız için çok teşekkürler.bundan sonraki seyahatlerinizi paylaşmanız dileğimle.
SEVGİLER

Özlem dedi ki...

dün akşam elimde gazete sayfaları dolaşıyorum ve karşımda senin 1 sayfa röpörtajın seda meşeli ben bunu bir yerden tanıyorum diyorum kendime ufak resmini görüyorum orda ,şimdi hatırlıyorum pigmelerledans eden'den tanıdım diyorum ve süratla yazını okuyorum.
senin adına o kadar çok mutlu oldum ki,başarılarının devamını diliyorum

Adsız dedi ki...

hayatiniz boyunca yaptiginiz en guzel seylerden biri, hatirladikca yuzunuzu gulumseten, unutulmaz bir deneyim olsa gerek..insanlarin bircogunun yapma istegi duyup kendine farkli bahaneler uydurdugu, engeller edindigi ve aslinda kendini yapmaktan kendinin alikoydugu seyi yapmissiniz...tebrikler..

Serpil Kuru dedi ki...

seda merhaba,
blogunu bir solukta okudum. cok guzel yazmissin. umarim bundan sonraki seyahatlarini de bizlerle paylasirsin.
insallah herseyi oldugu gibi birakip yardima kosma cesaretini bi gun ben de bulurum.
seni tanidigima cok mutlu oldum.

OzlemPansiyon dedi ki...

ne guzel yapmissin seda! hem giderek, hem yazarak.

İLug@ dedi ki...

benim de en çok gitmek görmek istediğim yerlerin başında geliyo afrika..bu gönüllü olarak gidebilme olayını nası ayarladığını açıklayabilir misin mümkünse?

Hayalbemol dedi ki...

Müthiş bir deneyim. Çok özendim.

Adsız dedi ki...

hello... hapi blogging... have a nice day! just visiting here....

Adsız dedi ki...

blogunu bu akşam... o değilde çok geç keşfettim.belki bir çok okuyandan farkım gözyaşlarımdı çoğu iletine döktüğüm.ne kadar *bolluk* içindeyiz ve ne kadar dertliyiz hala bir kez daha anlamama yardım ettiğin için teşekkürler.ellerin dert görmesin seda'cım.umarım hayatın aynı güzellik ve keşif maceralarıyla devam ediyordur.

zeynep s. ankara

Adsız dedi ki...

Merhaba;
Ben de 'pigmelerle dans'tan geldim buraya.son iletiden baslayarak ilkine kadar okudum, cok hosuma gitti.Yaptigin sey icin tebrikler, yuregine ve ellerine saglik

G. Deniz

erhan dedi ki...

çoçuklar her yerde mi, her koşulda mı böyle güler?

Hasan Tanış dedi ki...

herzaman yapmak isteyip de yapamadığım bir şeyi başaran birisini görmek beni çok mutlu etti. cesaretiniz, yüreğiniz ve insanlığınız için sizi gönülden tebrik ediyorum.

Unknown dedi ki...

bu yıl ki iznimi Uganda da geçirme kararı aldım ve hazırlıklara başladım. Birikimimin bir miktarını 2haftalığına gideceğim bu seyahat için ayırdım. Ülke hakkında bilgi veren ve gidilmesini tavsiye eden ve özendiren herkese teşekkür...
önder